Mart 2020… Genel anlamda kafalar Corona’da… Diğer yandan, bu konu vesile olsun ve yarın başka konularda da aklımızda olsun. Zira içimiz karmaşada iken, kendimize uzakken, gelişimimize çalışmak zor, üstümüze başımıza giydiklerimizin de önemi yok. .
Dünya enteresan bir dönemden geçiyor. Dahası da gelecek gibi…? Burada, konu ne olursa olsun, tedbir alıp, sonrasında hayata devam edebilme esnekliği geliştirmek gerekiyor. Bunu şimdiye kadar çalışmadıysak, şu an idman için doğru zamanlar. Esnekliğimizi geliştirmediğimizde savruluyoruz. Esnek olduğumuzda daha güçlüyüz ve bilinçli farkındalıkla seçim yapabiliyoruz… .
Esneklik büyük bir başlık. Ben bunun altında, kendimde de çalıştığım merkezimde olmayı paylaşmak istiyorum. Şuursuzca bir şeylerin içinde savrulmak, sonrasında sular durulduğunda bana kötü hissettiriyor. Geçen o dönem için kendime şefkat getirmekte de zorlanıyorum. Hayat bizden büyük. Ne olacak ise zaten olacak. Belki yarın dünya yok olacak. Kendi üstümüze düşeni son ana kadar yapmak ve yolda kalmak önemli. Üretmek önemli… İş üretmek, yarar üretmek, uyum üretmek ve benzeri. Kendimize ve bütüne katkı. Bunu, kendimize ve içinde nefes aldığımız yaşama borçluyuz. Bunların dışında kalan tüm davranışlarımız hem bize hem bütüne zarar veriyor. .
Bunu yapabilmek için “Kendi merkezimde miyim?” diye arada sormak iyi geliyor. Endişe havuzunda yüzerken ve boğulmak üzere iken kendimize sormalıyız: Şu anda gerçekten, tam olarak ne hissediyorum? Bu his kime ait? Dibine kadar kazıp saklı hazineye ulaşmak bazen şaşırtıcı olabiliyor. Zihindeki çoğu bize ait bile olmayan uğultuları bir kenara bırakıp, duygularımıza bakmalı. Baktığımız şeyin hoşumuza gitme garantisi yok. Ama içinde kalmayı yavaş yavaş becerebildikçe kendimizi bilme garantili… İlk bilmemiz gereken de bu değil mi? ?
Başak Bilgen Camgöz